27 Nisan 2011 Çarşamba

Kebaplar,Tatlılar, Deplasman Dediğin Böyle Olur!



Deplasmanların tadı hiç şüphesiz her zaman farklı oluyor, hele ki gidilen şehirde; şehre has yerler gezilip, yörenin yemekleri yenildi mi deplasmanın hakkı tam olarak veriliyor. En azından benim deplasman anlayışım böyle olduğu için her deplasmanda bunu uygulamaya çalışıyorum. İstanbulda alınan 3 farklı galibiyet sonrası kupa yarı final rövanşı için Gaziantep şehrine gitmek üzere hazırlıklara başlamış, plan ve programımızı da hafta başında arkadaşlarımızla yapmıştık. Kendi imkanlarımız ile İstanbuldan sabaha karşı önceden kampanyalı biletlerini aldığımız tarifeli uçak ile yola çıktık. Yaklaşık 1.5 saatlik yolculuk sonrası iniş yaptık ve havalimanından servis ile direk şehir merkezindeki otelimize doğru yola çıktık. Otele yerleşip kahvaltı edip biraz dinlendikten sonra pankartımızı odamızın camına asarak şehri selamlıyorduk.


Daha sonrasında topluca otelimizden ayrılarak şehrin çarşısında gezip alışveriş yaptık ve sonrasında da meşhur kebapçı Halil Usta'nın mekanına gittik. Adeta parmaklarımızı yedikden sonra hem yediklerimizi eritmek hem de tarihi kaleyi görmek üzere Gaziantep kalesine çıktık. Şehrin manzarası, kaledeki argumanları ve eserleri inceledikden sonra sıra bilhassa benim için maç öncesi yapılacaklar listesinde olan en önemli aktiviteye gelmişti. Kalenin yakınında bulunan İmam Çağdaş da 2 porsiyon karışık tatlıyı yerken kendimden geçiyordum.

Havanın İstanbul'un aksine sıcak ve güneşli oluşu, yenilen mükemmel yemekler tatlılar ile keyifli başlayan deplasmana, alınan 2-2'lik beraberlik sonrasında finale çıkmanın keyfi de eklenince adeta bir rüya halini almıştı. Bize ayrılan tribünler tamamen dolu idi. Antep tribünleri de bizleri şaşırtıyordu, hem dolu hem de hareketliydiler. Perşembe sabahı öğlene doğru otelden çıkıp yapıp Şanlıurfa'ya doğru yola çıktık. Balıklıgöl, çiğköfte ve dönüşde Fırat kenarında Kıyı restaurantda yapılan ziyafetin tadı damağımızda kalıyor akşam kalkan uçağa zor yetişmemize neden oluyordu.


Kavgasız gürültüsüz, gezmeli görmeli, yemeli içmeli bilhassa yörenin insanlarının tepkisini çekmeden adeta sempatisini kazanarak kendi imkanlarımızla eğlenerek deplasman yapmanın keyfi paha biçilemez.

20.04.2011 Gaziantepspor: 2 - BEŞİKTAŞ J.K.: 2


Goal II Living the Dream (2007)


.
Goal II Living the Dream (2007):
.
Newcastle United futbol klübünde deneyim kazandıktan sonra, Santiago Munez'in (Becker) Real Madrid’e transferi ile serinin en güzel filminde David Beckham, Zinedine Zidane ve Ronaldo gibi efsane futbolcular ile keyifli dakikalar başlıyor. Bir futbolcunun yükselişi, yabancı bir şehirde çok ünlü ve popüler iken yalnızlık yaşaması, geçmişi ile yüzleşip bunu özel hayatında performansında negatif yaşaması ve sahaya yansıtması sonrası hızlı bir şekilde düşüşü..
.

Serinin ilk filmini beğenenlerin bu filmide izlemesi tavsiye edilir. İyi seyirler..
.
(10 üzerinden 7 yıldız)

25 Nisan 2011 Pazartesi

Şükür Kavuşturana !!!


.
Blog yasağı ile birlikte henüz yazmaya ve alışmaya yeni başladığımız blogumuza ara vermek zorunda kalmıştık. Blog kapalıydı belki ama biz Beşiktaşımızla birlikte gücümüzün yettiğince güzel ülkemizde deplasmanlar yapmaya devam ediyorduk.
.
Bugün tribün yoldaşımın haberi ile birlikte müjdeyi aldım. En kısa zamanda Gaziantep deplasmanı yazısını paylaşarak kaldığımız yerden devam etmek dileğiyle.. Şükür kavuşturana, umarım bir daha hiç ayrılmayız...