19 Nisan 2013 Cuma

The UK Diary - 6


 Orası Avusturalya'lıların, Yeni Zelenda'lıların, Güney Afrika'lıların takıldıgı bir yerdi o yüzden ne kadar güzel kız erkek var hepsi oradaydı. İnsan adeta göz banyosu yapıyor, ben tektim, sarhoştum da; bir kaç kızla konuştum, İngilizcem onlar kadar iyi değildi. 
Zorlanıyordum o yüzden elim boş kalıyordu. Maçla beraber 5-6 saattir oradaydım, para da harcadım çok, ilk defa bu kadar çok harcadım geldim geleli, ev sahibine de bayılmışız bir ton depozito 3 hafta kira peşin, cepte para azalmaya başladı, acil iş bulmam gerekiyor. Okulda ne kadar Kolombiya'lı kız var, hepsi haftasına iş buldu biz hala e-mail atıyoruz tanıdıklara, bize ofisinde iş ver diye, suratımıza bakmadı yavşaklar, hepsi müşterimiz hesapta, adamları en kral ağırladık, cebimizden verdik yemeklere çıkardık.
Eve geldim üst kat komşum camdan bakıyordu. ''Baksana birader, sen Türk müsün?'' dedi. Müptezel ev sahibim bahsetmişti, "üst katta bir Türk var" diye, "demek sensin o dedim" içimden...
İngiltere'deki futbol günlerine kısa bir ara verirsek..., ''gelsene yukarı laflayalım biraz'' dedi. Çıktım yukarı, adamın sokağa bakan bir odası vardı. Uzun bir hol arkada mutfak. Mutfaktan aşağıya bir merdiven iniyor bahçeye, alt katta da bahçeye bakan bizim oda. D. abi ile evlerimiz bağlantılı yani. Daha yeni taşınmıştık, depozito ve 3 haftalık kirayı peşin vermiştik. D. abi ile başladık muhabbete "nerelisin, necisin?" falan. Adam 16 senedir İngiltere'de sanırım Türkiye'de suçtan ya da askerlikten aranıyor heralde dönmüyor, annesi geliyor gidiyor arada İngiltere'ye. Derken bir kadın sesi geldi, bir baktım pc'ye yöneldi bu, skype'dan annesiyle konuşuyor. Meger o bilgisayar sabah akşam açık, skype'da da sürekli online. Paso iletişim halinde yani. Ben de konuştum annesiyle hoşgeldin falan dedi ikinci lafı ise "o ev sahibinden uzak dur" oldu. Hoppala teyze sen ne diyorsun, sen nerden biliyorsun bizim ev sahibini.

 D. abi başlattı anlatmaya, meğer bizimki Körfez Savaşı'ndan gaziymiş, devlet buna bu evi vermiş, o da evin bir odasını kiraya veriyor. Adam müptezel, baldırdan vuruyor leyla leyla geziyor. bizim kirayı falan verdigimiz gün adam direk torbacıya gidiyor, akşam da evde uyusturucu partisi. Biz de buna diyoruz, kardeşim bizim odaya bir kilit, hani internet, meger hepsi kolpa, adam parayı alıyor vuruyor mala sonra, ev zaten çöplük. Umrunda değil, nasıl olsa bizim gibi bi keriz gelip evi tutuyor sonra kaçıyor bu devran böyle dönüyor. Bizden önce Yeni Zelendala'lı bir cocuk varmış. Bizim ev sahibi yine mal alıyor ama tobracılara borç takıyor. Torbacılar da geliyor Yeni Zelandalı'nın tv laptop ne var ne yok götürüyorlar odadan. Kapıya da kamyoneti dayamışlar evi boşaltıyorlar. Üst kattaki D. abi de bunları bir guzel fotoluyor, veriyor polise. Bizim müptezel ev sahibini mahalleden attırmak amaç, komsular momsular hep sikayetci ama adam savaş malulu olduğu için dokunamıyorlar, baba devlete yaslamış sırtını arada tedavi için yatırıyorlar hastaneye çıkıyor geliyor eve, devam. Bunun arkadaşları markadasları vuruyorlar mala....Dedim nereye geldik, bu nasıl memleket bendeki şansın ta içine derken D. abi incecik bir sigara yaptı yaktı al dedi rahatlarsın, yarabbim herkes mi içici karşıma cıkan...???