30 Ocak 2010 Cumartesi

Yarın Ola Hayrola


Ortada bir sandık
Yıldırdı usandık
Usandık billahi
Netcez şimdi gari
Umutluyuz bari
.
Sandıktan kim çıkar
Aksu mu
Tüpçü mü
Altı senedir aynı
Nakaratı baydı
Izdırabı yetti
Nasipse yarın bitti

29 Ocak 2010 Cuma

Bumerang Gibi

" Gidiyorum" kelimesini doğru düzgün telafuz edemediğinden midir acaba hep geri geliyor, hep geri geliyor... Gelen baskılara dayanamamış, Kulüpler Birliği Vakfı'na tekrar başkan seçilmiş.

Temizlik Şimdi

Başkan adaylarından Murat Aksu'nun internet sitesi olan http://www.degisimsimdi.com/ adresine giremiyorum. Direk bilgisayarımda virüs uyarısı çıkıyor... Hayırdır acaba?!

Yönetim Hesap Verecek

Sene 1983, yer Ali Samiyen stadyumu.. "Yönetim Büyük Beşiktaş Camiası Önünde Hesap Verecektir" ..

28 Ocak 2010 Perşembe

Güneşe Yolculuk

İstanbul'da ha gitti ha gidiyor dediğimiz kar yerden kalkmazken Beşiktaş'ımız ligin ikinci yarısını açmak üzere güneşli Antalya'ya gitti. Yurdun dört bir yanında buz gibi rüzgarlar eserken mutlaka Antalya'da bundan nasibini almıştır ama güneşin en çok yakıştığı şehirlerden birine yüzünü göstermemesi de düşünülemez. Dileriz Bobo'nun yine es geçmeyeceği bir maç sonrası yüzümüz güleç gireriz hafta sonuna. Bir de bu güleç ifade daha çok hafta sonuna girişte değil kapanışta kalsa yüzümüzde daha güzel olur. Maç kazanılır, kaybedilir telafisi olur ama seçim öyle değil. Siyahı zindan olan Beşiktaş'ımızın aydınlık beyaz günlere kavuşması için bir galibiyet ve üç puan değil, yöneticilik kabiliyeti olan güçlü bir başkan gerekiyor öncelikle.

Bir Başkaydı Bizim Çocukluğumuz -1-


Hemen hemen 80li yılların ortalarından itibaren çocukluğumu hatırlıyorumda ozamanın çocukları,gençleri yaz kış apartman aralarında, boş arazilerde, otoparklarda zamanlarını geçirirlerdi. İstanbul bukadar karışık büyük değildi. En önemlisi tehlikeli değildi. Şehrin göbeğinde bile nefes alınabilecek bahçeler, boş araziler bulunurdu. Bizler oturduğumuz evlerin çevresinde oyun oynarken ebeveynlerin aklı bizlerde kalmazdı. Mahallede herkes birbirini tanırdı. O yılları yaşayanlar anımsar yapılan sohbetleri, oynanan misket, top veya hayal güçlerine göre kendi geliştirdikleri oyunları. Genelde okuldan sonra soluğu sokakda alırdık. Sokağa çıkamayan izin alamayan arkadaşlara inek denilirdi. Kış aylarında sabahçı olanlar şanslı olurlardı. Akşama doğru hava kararına, taki camlardan "xxx nerdesin, yemek hazır, gel artık" seslerine kadar sokaklar onların olurdu. Genelde de oyunun en heyecanlı, önemli anında annelerimiz isimlerimizi haykırır, istemeye istemeye eve dönerdik. Bazende duymamazlığa gelir dönmezdik ama "baban çok kızdı, şimdi aşağıya iniyor" şeklinde haykırış ile arkamıza bakmadan koşmaya başlar ana merkeze kitlenirdik.


Devir değişdi eskisi gibi mahallede oyun oynayan çocuklarda kalmadı zaten oynayacak yerde kalmadı. Haberleri dehşetle izliyorum hergün kaçırılan çocuklar, öyle oyun oynarkende değil. Planlı şekilde bazen hastaneden, bazen okuldan...

DOKUNMAYIN ÇOCUKLARA,ÇOCUKLARIMIZA ...


Eski günlere kısa bir giriş yaptım, şimdilik bukadar. Eski günler etiketi ile karalayacağız akıllarda kalanları, ozamanın oyunlarını, dizilerini,tribünleri, anılarımızı kısacası devamı çok yakında..

27 Ocak 2010 Çarşamba

"Sen Varsan Y.D. , Bizler Yokuz" Dercesine..


"Kimse gelmesin der gibi gibi" başlıklı yazıda kısaca durumu özetlemiştim, tribünlerin boş kalacağını, boş kalması için birilerinin elinden geleni yaptığını.Seçim öncesi sessizlik istenildiğini. Hava buz gibi soğuk, "ertelenir mi ertelenmez mi ?" belirsizliği, Trt gibi açık kanaldan canlı yayın, nakavt olunmuş kupada son maç, rakip alt liglerden, biletler pahalı ve en önemlisi İstanbul gibi metropolde günün en abuk saatinde başlayan bir karşılaşma. Kombineliler bile gidemiyor. Bu stadyuma hafta içi gündüz, sıradan antremana dünkü sayının 4 misli adam gidiyorsa esasında tablo açık seçik ortadadır.

Bu işler zaten bir iki günlük mevzu da değil. Önce sistemli bir şekilde insanların kafasından Beşiktaşlılıklarını sildirdiler. Beşiktaşlılık duruşu diye bir olgu çıkardılar. Beşiktaş sevgisi yerine başta Fenerbahçe olmak üzere rakip camialara karşı nefret tohumları ektirdiler. Gerçek sevenlerin kalbinden Beşiktaş sevgisini sökmek için heveslerini, umutlarını, saf duygularını çaldılar. Rant bilmeyen tribünlere rant soktular. Grupçuklar yarattılar. Kardeşten öte olan bu dostlukların içine ince ayarlar çektiler. Seyircinin en doğal hakkı olan beğenmeme eleştrilerini, protestolarını frenlediler bastırdılar. Kaçırdılar eskileri, gerçek sevenleri. İnatla tribünde kalan destekleyenlerin beyinlerini yıkadılar günlük başarılar, vizyonsuz hedefler ile kandırdılar. Her seferinde heveslendirip utandırdılar. Seyirci dediğin güzelliğe gelir. Adı üstündedir hava, takım, hedef, iddia şartları güzel olduğunda seyire gelir.Şu anki durum ortada, bu belirsizliğe seyirci gelmedi böyle gidersede gelmez, gelmeyecek.
Taraftar ise küstürüldü, dövdürüldü. Ağızlarda sadece bir laf "taraftar görevini yapsın". İyi de kardeşim "Taraftar dediğiniz maaşlı kadrolu memur, işçi sınıfı mı ki? sadece destekleyecek sormayacak, eleştirmeyecek, beğenmeme lüksü olmayacak makina gibi sadece destekleyecek" derler adama. O zaman kulübün gerçek sahibi kongre üyeleridir diyenlere soralım bu kişiler de "müdürler, hissedarlar, patronlar" mı oluyor? İşinize geldi mi taraftar sayesinde kazanırsınız, muhteşemdir, işinize gelmedi mi de çapulcudur. Esas tabelacı sizlersiniz, talebladaki skora göre tribündeki cebinden para vererek gelen seyircilere kılıf biçiyorsunuz. Sayenizde artık seyirci yok, taraftar da yok çünkü karşınızda artık koyun yok!!!

Hangi Değişimden Bahsediliyor ?


Bu salonun adını kim değiştirdi? Şu anda salonun adı nedir? Burada maç yapan basketbol takımımızın adı nedir? Delgado'yu kim transfer etti? Forma ve saha içi sabit reklamlar neler? Hangi değişimden bahsediyoruz? Nasıl bir sermaye gelecek deniyor? Atı alan Üsküdar'ı geçmiş. Ey Beşiktaşlı; ya titre kendine gel, durumun farkına var, ya da hazır kara kış varken uykunu bölme bir gün bahar belki gelir diyerek uyutulmaya devam et..

26 Ocak 2010 Salı

Gece Hayatı Tehlikelidir


Televizyonda Paraguaylı futbolcu Salvador Cabanas'ın başkent Meksiko’daki bir barda kafasından vurulduğu şeklinde haberi görünce aklıma 'futbolcu adam rahibe hayatı mı yaşayacak' şeklinde veryansın edenler geldi. Evet rahibe hayatı yaşamayacak belki ama kendisine dikkat edecek. Gece hayatı tehlikelidir. Olayların çoğu karanlık çöktükten sonra olur. Gece hayatı eğlenceli olsa da bir o kadar ürkütücü olabilir. Daha geçenlerde Kazım'ın gece hayatı başına çorap örmüştü. Bir zamanlr Sergen'in gece hayatı performansı yüzünden dünya starı olma şansını kaçırması, yeni nesil Batuhan gibi gençlerin ise daha parlamadan yok olmasının nedenlerindendir.

Hiç bir rahibenin banka hesap numarasına milyon dolarlar yatırmıyorlar hatta bağlı olduğu kuruma bonservis de vermiyorlar. Profesyonelim diyen insanların vücutlarını kendilerinden bile sakınması gerekiyor. Olay nasıl oldu, niye oldu bilemiyoruz ama gece kulübünde meydana geldi mi insan önce bir duruyor, sorgulamaya başlıyor. Bu tür bir olay güpe gündüz sabah koşusunda şehir merkezinde de olsa üstünde bir çok kişinin hakkı olduğu için taşınılan sorumluluk gereğince aşırı dikkat etmek gerekiyor. Kendisine acil şifalar diliyoruz.

Cefakar Taraftar - 1-


Bu başlık altında gerek ükemizden gerekse dünyanın çeşitli yerlerinden tribün emektarlarının fotoğraflarını ortalayacağız.. (Fotoğrafın büyük hali için üzerini tıklayınız)

Trajikomik


Geçen sezon Beşiktaşlılık ilkesi adı altında yabancı oyuncumuz Sırp Milica Daboviç (sağdaki), büyük umutlarla geldiği Beşiktaş bayan basketbol takımımızdan , FHM dergisine verdiği çıplak pozlar yüzünden kovulmuştu. Buraya kadar bir yorum yapmayanlar sanırım bu sezon başında bayan voleybol takımımıza yapılan transfer sonrası şaşkına dönmüşlerdir.

Çıplak poz veren Sırp bayan basketbolcumuzu kovarız ama daha önce çıplak poz vermiş olan Hırvat bayan voleybolcu Sanja Popoviç'i (soldaki) seve seve transfer ederiz. Gel de çık işin içinden, duruş içinden duruş beğen.. !!
Halbuki ikisi de birbirine çok benziyor; gerek ırk gerekse fiziksel özellikleri ve verdikleri pozlar ile.. Sanırım biri 'şisştt numara yapma, tabi ki sağdaki' modundaydı..

--Çıplak basketbolcu istemeyiz ama voleybolcuysa kabulümüzdür.
--Basketbol şubemizdeki duruş voleybol şubemizde yoktur.
--Aklıma birde şu duruş geliyor. Oyuncularımız bizim formamızı giyerken böyle pozlar veremezler ama daha önce verdiler ise yapacak bi rşey yoktur geçmişi bizi bağlamaz.

Sonuç mu? Bakınız başlık...

"Kimse Gelmesin" der Gibi Gibi..


Başlığı görenler belki ilk etapta 'ne alaka' diyebilirler ama Beşiktaş-Konya Şekerspor maçının başlama saatini öğrendikleri zaman ince ayarı anlamışlardır. Karşılaşma günün en olmadık saatinde başlayacak. Hafta arası saat 17:00. Öyle bir saat ki işten erken kaçabilen yetişir. Mesai sıkıntısı derdi olmayanlar için de trafik derdi var. İstanbul'da trafik yoğunluğu akşam için 16:30-20:00 arasında olur. Zaten kara kış etkili şu günlerde. Madem önemi yok maçın, öğlen oynayalım. Malumunuz hava soğuk saat 14:00 civarı başlasa karanlığa kalmadan hem enerji tasarufu olur memleket için hemde seyircini düşünürsün; daha sıcak bir hava, gelişi-dönüşü, trafiği.. Zemin karla kaplı diyenler hiç demesinler. Bütün hafta yattı görevliler. Bugün öğlen çalışmaya başlayarak zemini temizleyeceklerse buna Pazar akşamı ödev yetiştirme telaşına düşen sorumsuz öğrenci modeli denir. Zaten bilet fiyatlarıda el yakıyor. Maksat seçim öncesi sessizlik!!!

25 Ocak 2010 Pazartesi

Beklenen Kişi??


İlk zamanlarda Fatih Hocanın milli takımdaki görevinden istifa etmesinin üstünden uzun zaman geçmesine ve hatta aday olarakda tek tük isim telafuz edilmesine rağmen halen bir gelişme olmamasına endişeleniyordum fakat şuanda kuşkulanmaya başladım. Demekki akıllarda bir isim var ve o kişi bekleniyor.

Ön plana çıkan aday Trapattoni: (Bu şartlarda imzalanırsa cidden ayıp)
Türk Milli takımının başına geçmesi durumunda yıllık 3.2 milyon Euro kendisine, 800 bin Euro da 3 yabancı yardımcısına istedi. Tecrübeli hoca ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu'ndan, milli takımın başında olduğu sürece 5 yıldızlı bir otelde konaklama, limuzin araba, deplasmanlara gidişlerde özel uçak, limitsiz kredi kartı harcaması, istediği an İtalya'ya gitmek için 1. sınıf uçak bileti ve İsviçreli menajerlik firmasına ödenecek olan yüzde 10 komisyon şartı koştu.

İstekli aday Yılmaz Vural: (Kendisi çok istekli ama ama ama ??? )
Anlaşılan Yılmaz Hoca üç büyüklerden umudunu kesmiş. "25 yıldır bu ligde çalışıyorum. Eğitimim var. Yabancı dilim var. Bize verilen imkanlarla neler yaptığımız belli. Milli takıma çok futbolcu yetiştirdik.Ben kendimi aday görüyorum, ama bir tane gazetede adımız geçmiyor. Demek ki işin uzmanlık boyutuna bakılmıyor. Yeteri kadar deneyim isteniyorsa tecrübeliyim. Avrupa'yı biliyorum. Daha düne kadar bu ülkede pro lisans sahibi olan sadece bendim. Bu ülkeyi benden daha iyi tanıyan biri olabilir mi? İki tane akademi bitirmişliğim var. Yabancı istiyorlarsa, ben aynı zamanda Alman vatandaşıyım."

Beklenen aday Mustafa Denizli: (Tamamen kendi yorumum)
Sezon başında zoraki görevde kalan, başkanın eleştirilen milyon dolarlık Tabata'sını oynatmayan hatta son dönemde oynamayan bir Beşiktaş. Seçim sonrası başkan koltuğunda kalırsa Mustafa hoca ile yola devam etmeyecektir. Seçim sonucunda başkan değişirse yeni hoca yeni bir yapılanma isteyecektir. Bunlar göz önüne alındığında ve diğer adaylara bakıldığında Bay Mustafa'yı milli takımın başında görmek isteyenlerin azımsanmayacak kadar çok olduğunu görebiliriz. Mustafa hoca mı gelir bilemiyorum ama seçime 1 hafta kaldığına göre sanki milli takımın hocasıda önümüzdeki 2 haftalık süreçde belli olacak gibime geliyor. Hayırlısı...

24 Ocak 2010 Pazar

The Damned United (2009)



The Damned United (2009):

Futbol konulu filmler başta olmak üzere dikkatimizi çeken yeni ve eski filmlere de blogumuzda yer vereceğiz.
İlk filmimizin adı The Damned United. Konusu gerçek bir hikaye. Böylesi daha da güzel oluyor.
İngiliz futbolunun gelmiş geçmiş en iyi hocalarından olan ve 2004 yılında hayata veda eden Brian Clough'un önce Derbi County ile başarılar elde etmesi, sonrasında 44 günlük Leeds United macerası ve ardından Nottingham Forrest ile efsaneleşmesini anlatan bu filmde hırs, inat, hüzün ve zafer sahneleri çok güzel anlatılmış. İzlemenizi tavsiye ederim.

(10 üzerinden 7 yıldız)

Önemli Numaralar

İnsanın başı sıkışmadığı sürece aklına gelmez,ilgilenmez gerekli olduğu zamanda anımsayamaz. Allah muhtaç etmesin diyelim ama genede bir hatırlatma yapalım. Malum kış bastırdı, insanlık hali hepimize heran gerekli olabilecek 3-5 acil numara..

Yangın İhbar : 110
Sıhhi İmdat : 112
Arıza İhbar : 121
Alo Zabıta : 153
Polis İmdat : 155
Jandarma İmdat :156
Alo Sahil Güvenlik : 158
Orman Yangını İhbarı : 177
Su Arıza : 185
Elektrik Arıza : 186
Gaz Arıza : 187
Alo Valilik : 179

Oynanabiliyormuş Demekki


23 Ocak 2010 tarihinde oynanması gereken BEŞİKTAŞ-İst. Belediyespor ve Kasımpaşa-Bursaspor karşılaşmaları ileri bir tarihe ertelenirken aynı gün aynı şehirde başka bir ilçede İstanbulspor-Denizli Belediyespor arasındaki müsabakaya yeşil ışık yakılması enteresan. Oynanabiliyormuş demekki...

23 Ocak 2010 Cumartesi

Seçim Öncesi Sessizlik


Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, 3 gün öncesinden Cumartesi günü İstanbul için kar alarmı olacak diye bas bas bağırdı mı? Ligimizin 2.yarısının ilk maçı ne zaman? Önceden uyarılara rağmen alınan önlem varmı? Kaç gün önce en son kime kaybettik? Konya Şeker maçı haftaiçi olmasına rağmen saat kaçta? Seçim ne zaman?

2 resim arasindaki farkı görebilenler bu maçın niye ertelendiğini rahatlıkla anlayabiliyorlar. Zaten biraz bu işlerden anlayanlar erteleme kararını duyduğu an nasıl bir dolap döndüğünü de tahmin etmişlerdir. Ayıp koskocaman ayıp...

22 Ocak 2010 Cuma

Hafta Sonu Mesaisi

Geldi geliyor denen Sibirya soğukları kapımıza dayandı. Gerekli olmadıkça dışarı çıkılmasın uyarıları yapılıyor. 2. yarının ilk maçı yarın akşam 19:00 da İstanbul Beşiktaş İnönü stadyumunda oynanacak. "Ertelenir mi? Ertelenmez mi?" şuanda bilemiyoruz. Bizler aksi durum olmadığı sürece yerimizi almaya çalışacağız. Buarada haftasonu sadece futbol yok tabiki.

Uyarılara rağmen evde oturmak istemeyenler olabilir diyerek biz Beşiktaş'ımızla vakit geçirmek isteyenler için hafta sonu maç programını verelim.
23 Ocak Cumartesi
Bayan Voleybol: BEŞİKTAŞ – Beylikdüzü /13.30 / BJK Akatlar
Hentbol: Bursa Nilüfer Bld. – BEŞİKTAŞ / 13.00 / Nilüfer Bld. S. S.
Futbol: BEŞİKTAŞ – ibb / 19.00 / BJK İnönü
24 Ocak Pazar
Erkek Voleybol: BEŞİKTAŞ -SGK / 15.30 / BJK Akatlar
Tekerlekli Sandalye: Cadbury Engelli Yıldızlar – BEŞİKTAŞ /15.00 / Ahmet Cömert
Erkek Basketbol: BEŞİKTAŞ - Darüşşafaka / 17.30 / BJK Akatlar
*Bayan basketbolda Kayseri’deyiz.

Hayırlı Olsun


AcademY isminin tribünlerde 1999 yılından itibaren boy göstermesinden 5 sene sonra, 2004 yılında academybjk.com adresiyle web dünyasına girmiş oluyorduk. Sadece Beşiktaş maçlarında boy göstermek,pankart asmak ve desteklemenin bize yetmemesinin ürünüydü internet sitemiz. Her alanda Beşiktaş'ımız temsil edilmeliydi ve bu en iyi şekilde olmalıydı. Devamlı güncellenen sitemizin fotoğraf ve video ağırlıklı bir yapısı olması sonucunda sanki fanzin tadında yazılar eksikti. Bunu hissedebiliyorduk. Bu eksikliği de bundan sonra yeni blogumuz ile kapatmaya çalışacağız. Dikkatimi çeken ilginç gelişme ise tamamen tesadüfi şekilde gerçekleşen 5 senede bir yeni tatların uygulama konması oluyordu. Yeni karalama sayfamız hayırlı olsun..

Hayırlı Olsun

Bugün itibariyle Beşiktaş için gönlümüzden geçen, dilimizin ucunda kalan her şey bu blogda olacak. Altı yaşındaki academybjk.com'a kardeş gelen academybjk99.blogspot.com hayırlı olsun.