4 Haziran 2010 Cuma

Beşiktaş'tan Ne İstiyorsunuz?


.
Soruyu hem kendinize hem de karşınızdakine sorun. Beşiktaşlı ben Beşiktaş'tan ne istiyorum? Herkesin vereceği cevaplar değişik olacaktır. Beşiktaş aynı Beşiktaş olmasına rağmen herkesin Beşiktaş'ı başkadır. Klavyenin tuşlarına dokunan ben, Beşiktaşlı olarak sadece ve sadece 'içimdeki aşkını tüketmemesini' istiyorum. Hala çocukça bir heyecanla o stada koşup her siyaha "beyaz" diye haykırabilmek, formamı giyerken huzur, atkımı takarken gurur duymak istiyorum. Beşiktaş'ın da bunları kendi kendine tüketmesi söz konusu olamaz zaten. İşte bu noktada karşımdakilere sormak istiyorum "Beşiktaş'tan ne istiyorsunuz?" diye.
.
Topçusu var, antrenörü var, hocası var, malzemecisi var, çalışanı var, takip eden gazetecisi var, yöneticisi var, başkanı var... Siz ne istiyorsunuz Beşiktaş'tan? Başka başka verilecek cevapları merak ediyorum.
.
İki aydır bir adamın peşinde dolandı durdu sohbetler. Halbu ki biz geçen sene şampiyonluk kutlamalarında Kuruçeşme'de bir iki sözünü edip duyurmuş, sonra da unutmuştuk. İki aya yaymadık dedikodusunu. Sezon sonuna doğru yine akıllara getirildi, ismi bestelere eklendi. Bizimkiler uzattı da uzattı ve sonunda "biz gelin güvey olduk ama paşanın gönlü yok" deyiverdi. Ardından aynı gün içinde, daha önceden el sıkışılan hocamızdan beklenen söz 'şampiyon' iken 'tansiyon' oluverdi. Daha tansiyonu düşmeden ajanslara yeni hocayla anlaşıldığı haberleri düştü. Peşinden de bir transfer... Kulüp siteden yalanladı yalanlamasına da anlayan anladı anlayacağını.

Hiç yorum yok: