21 Aralık 2012 Cuma

West Ham United İzlenimleri...

Millwall'u izledik, West Ham'ı izlemezsek olmaz dedik ve bu hafta da Upton Park'ın yolunu tuttuk.


Günlerden 31 Mart 2012, maç ligde 2.lik ve Premier lige direkt çıkma açısından hayati önem taşıyordu. Sonuç olarak da deplasmanda Reading 4-2 kazandı ve büyük ihtimalle Premier lige direk çıkacaklar.

Maç öncesi stad çevresini dolaştığımızda daha önce giden arkadaşların dediği gibi İngiltere değil de başka bir ülkede gibiydik. Yine maç günü olduğu için etrafta İngilizler vardı ama gördüğümüz tüm beyazların sadece West Ham maçı için geldiğini görüyorduk. Stadyumun hemen ilerisindeki Bobby Moore ve diğer West Ham'lı oyuncuların 1966'daki Dünya Kupasını kaldırırken ki görüntüsünün heykeli güzel bir çalışma olmuş.

Maç öncesinde ayak üstü konuştuğumuz birkaç yaş büyük West Ham taraftarının hepsi de farklı yerlerden maça gelmişler. Bu durumu sorunca artık Londra'dan gelen insan sayısı stadın bir çeyreği bile etmiyordur dediler. Kent, Essex ve Londra'ya yakın diğer yerlerden geliyor tüm taraftarlar.

Zaten stad içinde de tek yabancı göremedik. Yani ilginç bir durum aslında. Elbette oraya gitmeden de bunları biliyorduk ama insan kendi gözleriyle görünce daha çok şaşırıyor. Londra'nın göbeğinde, West Ham'ın doğduğu yerde, West Ham taraftarlarının eskiden en çok olduğu yerde şimdi bırakın West Ham taraftarını hiçbir İngiliz bile göremiyorsunuz. 

Başta Bangladeş olmak üzere Asya'nın birçok ülkesinden gelen göçmenler artık o bölgedeki nüfusu oluşturuyor.

Neyse tekrar maça gelirsek "I'm forever blowing bubbles" eşliğinde takımlar sahaya çıkarken çok güzel bir atmosfer vardı. Tüm stad ayakta şarkıyı hep bir ağızdan söylüyoruz. Sonra şarkı bitiyor hakem düdüğünü çalıyor ve bir anda tüm stadyum  yerine oturuyor, 1 dakika önceki atmosferden eser kalmıyor.

Maç boyunca sadece bir kale arkasının alt katı ayakta durdu birde karşı kale arkasındaki Reading taraftarı ayakta durdu.


Fakat ayakta duranlar da çok fazla bağırmadı açıkçası. Deplasman tribünün konumu ve sesi çok iyi geliyor ama Reading çok da iyi değerlendiremedi. Maçta 10 kere hep bir ağızdan bağırdılar belki de bunda da tüm stadı inlettiler diyebiliriz ama her seferinde sonradan hemen sustular. 

West Ham taraftarı da ara ara canlanıp bağırdılar ama pek etkili oldukları söylenemez. 

Sahadaki futbol geçen Millwall maçından çok farklıydı. O maçta futbol pek yoktu zaten. Yeteneksiz bir sürü oyuncunun mücadelesi ve karambol pozisyonları vardı. Bu maçta ise tribünlerden alamadığımız zevki sahadaki oyundan alabildik en azından. 

İlk yarım saatte West Ham'ın oyunu çok üst düzeydi. Çok iyi paslaşıp bir çok pozisyona girdiler ama sadece birini değerlendirebildiler. O kaçan pozisyonları sonradan çok aradılar tabi. 


30. dakikadan maçın sonuna kadar ise Reading herşeyi yapan taraftı. Maçı da hak ettikleri gibi aldılar.Millwall maçı ve bu maçı izledikten sonra şunu gördüm ve anladım ki İngiliz taraftarlar bağırdıkları zaman desibel rekoru kırabilirler. Seslerini iyi kullanıyorlar ama ne yazık ki ayakta izleyenler bile 90 dakikanın sadece 10 dakikasında falan bağırıyor. Haliyle atmosferleri pek iyi olmuyor.

İngiltere'de tribün açısından zevkli geçebilecek tek maçlar birbirlerinden nefret eden takımların maçları. En azından rakiple atışmak için bağırıyorlar. Mesela o ayakta durmasına rağmen bağırmayan yaklaşık 2-3 bin West Ham taraftarı bir Chelsea yada Millwall maçı olsa farklı davranırdı diyerek maçı bitiriyorduk.

İngiltere'de bu maça da giderek tribün nabzını tutan ve bizimle paylaştığı bu güzel yazısı için "Totti" nickli arkadaşımıza teşekkür ederiz.

Hiç yorum yok: