7 Eylül 2010 Salı

11-16-19 Eylül


.
İnönü Stadı'nın bozuk zeminin düzeltlmesi biraz daha zaman alacak gibi görünüyor. Bayramın üçüncü gününde bu sahada Ankaragücü ile oynayacağız. Hafta içinde UEFA'daki ilk maçımız da yine içerde. Bu iki maçtan sonra da istikamet Kadıköy. Öncelikle bu sürenin sakatlık yaşamadan geçmesini dileyelim.
.
Beşiktaş transfer sezonunu son gününü herkesi şaşırtan bir transferle kapadı. Eksik olan forvete tanıdık bir sima ile takviye yapıldı. Bu transfer kimilerini tatmin ederken kimilerini memnun etmedi. Suç herkesi şöhretli isimlerle heveslendirip umutlandıranların elbette. Yoksa Fatih Tekke kalitesi belli bir golcü. Yaşı ve son yıllardaki performansı tartışılabilir olsa da imza törenindeki açık sözlülüğüyle diğerleri gibi kaypaklık yapmayan bir adam olduğunu belli etti. İyi oynamasını ve fayda sağlamasını beklemekten ve destek olmaktan başka bir şey düşünülemez artık.
.
Beşiktaş'ın transferler sonrasında henüz sezon başında ulaştığı performans ve zengin kadro yapısı geçen seneki Galatasaray'a benzetilerek, ileriki haftalarda düşüş yaşayacağı beklentisi oluştu bazı kesimlerde. Beşiktaş çok pozisyona girmesine rağmen kolay gol atamıyor, çok pozisyon vermesine rağmen de kolay kolay gol yemiyor. Geçen seneden beri sıkıntı yaşanan sağ kanat hala pek verimli değil. Yani uzun lafın kısası eksiksiz bir takım değiliz ama rakiplerimize göre bir adım öndeyiz sanki.
.
Beşiktaş elemeler ve lig dahil oynadığı en ciddi rakibi olan İBB'ye 2-0 mağlup olurken tehlike çanlarını değil, uyarı zilleri çalıyordu sadece. Her rakibe karşı aynı sistemle oynanamayacağını gözler önüne seren bir maç oldu. İlk golü bulabilseydik en azından sahadan mağlubiyetle ayrılmamış olabilirdik. Şimdi önümüzde üç farklı rakip var. İlki iddalı ama istikrarsız kadrosuyla sahamızda ağırlayacağımız Ankaragücü. Bozuk zeminde CSKA maçının provası mı yapılır bilemiyorum ama bu takım şampiyonluğa yürüyecekse evinde maç kaybetme lüksü yok. Öyle ya da böyle kayıpsız geçmek zorunda. Sonra CSKA maçıyla gruba başlayacağız. Eğer ki gruptan çıkma iddiamızı göstermek istiyorsak bu maçtan da 3 puan çıkarmamız şart. Tabi bunlar gönülden geçenler. Eğer ki gönülden geçenler gibi bu maçlar da üçer puanla geçilirse biz de daha bir inançlı şekilde geçeriz vapurla Kadıköy'e.
.
Bu üç maç Beşiktaş için bu senenin nasıl geçeceğini gösterecek üç maçtır bence ve kolaydan zora doğru oynayacağımız için şanslıyız. Transfer sezonu kapandığına göre eldeki kadroyu en verimli şekilde kullanma işi Schuster'e düşüyor. Sekiz günde üç galibiyet almak uzak değil. En azından yenilmez değil ama güçlü bir takımımız olduğun biliyoruz. Geçen sene golü kimin ayağından bekleyeceğimizi unutmuşken bu sene kimden gelse şaşırmıyoruz. 19 Eylül gecesi bu yazıyı anımsatarak üçüncü galibiyetimizin de keyfiyle yazarız önümüzdeki günlere dair düşüncelerimizi.

1 yorum:

1903 dedi ki...

Bu 3 maç kaybedilse de ligde, kupada ve Avrupa'da yürüyor olacağız. Aslına bakarsan yüzde 1 umudumuz olsa bile inanmaya devam ediyoruz acaip bir şekilde. Öyle bir takımımız var ki bu 3 maçı da kaybeder gider CSKA'ya orada 5 atar, gelir burada Fenerbahçe'ye fark atar yani telafisi çok olacak bu takımın o potansiyeli çok yüksek :) Ama gönül ister alayına koysun gelsin 19'unda sırtımızda taşıyalım.