25 Eylül 2011 Pazar

1-0 Olsun



Bursa'daki mucizeden sonra İnönü'de zorlanmadan üç puanı alacağımızı düşünmüştüm ama yanıldım. Antalyaspor güçlü ve hocasıyla da kadrosuyla da ligin istikrarlı takımlarından biri. Kapanarak 'puan veya puanlar' alma mantalitesinden çok kendi futbolunu ortaya koyarak oyuna ortak olma amacındaydılar yine. Maçın her anında, özellikle de son bölümlerinde bu istekleri açıkça görüldü. Maçtaki bütün dengeyi bozan Ali Turan'ın dengesiz müdahelesiyle kazanılan penaltı sonrası ele geçirilen skor üstünlüğü oldu. Gerisi tamamen dişe diş.

Tribünlerin ikinci golün gelmesi için yaptıkları tezahürat, Pektemek-Edu değişikliğiyle sonuç verebilirdi ama Brezilyalı oyunda kaldığı süre içerisinde yakaladığı fırsatlarda topu filelerle buluşturamadı. Antalya'nın da aradığı golü bulamadığı gecede mucizevi değil sıradan bir skorla sahadan galip ayrılan taraf olduk. Guti'siz bir maçta daha kurgusal anlamda yaşadığımız sıkıntılar göze çarparken takımın en önemli isminin yine Egemen olması da düşündürücü.

Bir diğer düşündürücü durum da tribünde göze çarpan boşluklar. Tabi ki bunu düşünen, düşünürken de neden sonuç ikişkisi kurabilenler azınlıkta.

Beşiktaş : 1
Antalyaspor : 0

( Simao 10' *Pen )

3 yorum:

tannhauser dedi ki...

portekizli derken?

AcıbadeM dedi ki...

İçimizdeki Portekizliler... :)
Takımın alayı memleketli olunca ve biz de gece gece maç yazısı yazınca herkesi aynı görmeye başlamışız. Uyarı için teşekkürler. Düzelttim.

tannhauser dedi ki...

ya vallahi maç o kadar çok radyasyon yaydı, o derece kanserojendi ki ben de yazıyı okuyunca ikileme düştüm, google açıp bakmaya üşendim. sordum yattım :)