29 Mart 2012 Perşembe

Yarı Yarıya Derbi Zevki



İstanbul'un ev sahipliğinde 28 Mart – 1 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek Kadınlar Euroleague Sekizli Final serisi Abdi İpekçi Spor Salonu'nda gerçekleştiriliyor. Sekizli Final organizasyonunda, Fenerbahçe ile Galatasaray aynı grupta hatta şuanda televizyondan canlı olarak izlerken bu yazıyı yazasım geldi. Fotoğrafta bildiğiniz gibi 2 Adana takımına ait. Futbolda yarı yarıyalar tarih oldu hatta artık koca stadyumlarda %5'lik kısımlar bile yokken bu maç ilaç gibi geliyor renklere bakmaksızın tribüncülere..


Yarı yarıyanın keyfi bir başka be arkadaş, hatta o kadar çok özlemişiz ki sahada takımlar kapışırken, tribünlerin gözü adeta sadece birbirini kesiyor.Hatta benim gibi tribüncülerde tvde tribünleri takip ediyor.. Ses üstünlüğü sağlama kapışması ne zevklidir hele hele yapılan ani kontralar..

28 Mart 2012 Çarşamba

Son Barikat "BJK İnönü Stadyumu"


Şeref Stadı; Çırağan Caddesi üzerinde bulunmuş, bugün yerinde Çırağan-Kempinski Oteli bulunan eski stadımız. 1947'de İnönü Stadyumu açılana kadar pek çok lig maçı ve yabancı maçlar oynandı. 1947'den sonra Beşiktaş kulübünün antreman sahası olarak kullanılan stadda amatör küme maçları da oynandı.1987'de Çırağan Sarayı'nın otele dönüştürülmesi kararlaştırılınca stadyum Beşiktaş JK'dan geri alındı; böylece Şeref Stadı tarihe karışırken yerine Çırağan-Kempinski Oteli inşa edildi.

İnönü Stadyumu; İstanbul Boğazı kıyısında, Beşiktaş ile Kabataş semtleri arasında yer alır. Stad 2004 yılında yenilenerek, maksimum kapasitesi 32,086'ya çıkmıştır. The Times'ın yaptığı dünya'nın en iyi 10 stadı sıralamasında İnönü Stadyumu dördüncü sırada yer aldı.
İnönü Stadyumu, 27 Kasım 1947'de Beşiktaş ile İsveç'in AIK Solna takımı arasında oynanan maçla açıldı. Bu stadyumdaki ilk golü de o zamanlar Beşiktaş’ın futbolcusu olan Süleyman Seba atmıştır.

1998 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile BJK arasında imzalan sözleşme ile 49 yıllığına kiralanmış ve adı Beşiktaş İnönü Stadı olarak değiştirilmiştir. Bu sözleşmeyle BJK İnönü Stadyumu ile ilgili tasarruflarda bulunmaya sadece Beşiktaş Jimnastik Kulübü Derneği’nin yetkili olduğu hukuken tescil edilmiştir.

Gelinen son nokta; yıllar geçer stadyumlar gider yerine lüks oteller gelir. Fotoğrafa bakıyorum İnönü Stadyumu'nun etrafı yeşillik iken yabancı lüks otellerle çevrilmiş durumda. Fulya tesislerimiz, Akaretler,Beşiktaş sahilindeki otel inşaatı... Sanırım sıra geldi son barikata !

27 Mart 2012 Salı

Voleybol - Amatör Şubeler


Fenerbahçe Spor Kulübü idarecileri bilhassa 100. yıllarından itibaren amatör branşlara ağırlık vermeye başlamışlardı. Alt yapı ve sponsorluk anlaşmaları ile birlikte sistemli çalışmalarının meyvelerini son yıllarda gelen başarılarla alırlarken geçtiğimiz pazar günü ise Bakü'de kazanılan Avrupa Şampiyonlar Ligi Kupası ile Fenerbahçe Kadın Voleybol takımı 2011-2012 sezonunda Avrupa'nın en büyüğü oldu. Tebrik ederiz.
Bugün ise Kadınlar CEV Kupası finalinin ilk maçında Galatasaray takımı Burhan Felek Spor Salonunda İtalya'nın Yamamay Busto Arsizio takımı ile karşı karşıya geliyor. Karşılaşmanın rövanşı 31 Mart cumartesi günü İtalya'da oynanacak ve kupanın sahibi belli olacak. Galatasaray takımına da başarılar dilerken aklıma bizim kadın voleybol takımımızın durumu geldi. Malesef ligde son sıralarda.
Büyük Beşiktaş'ımız ile ezeli rakipleri arasındaki bu uçurumun oluşmasında emeği geçen eski başkanımızı sevgi ve saygı ile anıyorum. Erkek voleybol takımımızdan bahsetmeye bile gerek duymuyorum, malumunuz geçen sezon ikinci lige düşmüşlerdi. Hani bu sezon 1.lige yükselmeyi garantilemeseler o da ayrı bir konu! Aklıma birde eski başkanımızın arkasında bıraktığı ekonomik enkaz geldikçe sevgim ve saygım daha da artıyor. Sessiz kalan sözüm ona biz Beşiktaş kongre üyeleri ve taraftarlarına da kocaman bravo...

20 Mart 2012 Salı

Çok Güzel Hareketler -13-

Maça seyirci yasağı gelmiş, (eğer yanlış aktarılmadıysa) Gebzespor tribün liderleri maçı izlemek için bu ilginç çözümü bulmuşlar.

Apartman balkonlarından maç izlenmesine şahit olmuştum fakat böylesi ilginç yaratıcı bir çözüm ile maç izleyenlere ilk defa denk geliyorum.

İtfaiye araçlarındaki merdivene benzeyen bir sistem sayesinde izlenen maç, benden kocaman alkış alıyor.
Düşünen ve uygulayan tribüncülerin önce aklına sonra da ellerine, emeklerine sağlık.

18 Mart 2012 Pazar

Avrupa Kupalarında "A.Dragons, Atletico Madrid" Gecesi


Perşembe akşamı Beşiktaş'ımız için hem basketbolda hemde futbolda Avrupa kupası sınavı vardı. Yoğun geçen işten saat 18:00 gibi çıkıp direk Zincirlikuyu'ya doğru hızlı adımlarla yürürken atıştıran sulu kar ve trafiğe aldırmıyordum. Akatlar spor salonuna Zincirlikuyu Metrobüs durağı önünden rink servisi yapılacağını duyan Beşiktaş'lılar toplanmış bekliyorlardı. Tabii gelen giden servis olmayınca, taksiler de durmayınca sıkıntılı ve klasik Beşiktaş maçı öncesine tanık oluyordum. Malesef İstanbul için çok yakın mesafede de olsa salona ulaşmak kolay olmuyordu. Zar zor bulunan taksi ve salona yakın bir yerde trafik yüzünden yaya olarak yola devam ederek salona ulaşıyordum. Salona girdiğimde maç başlamıştı. Zaten salonun diğer yarısı da benim gibi maç başladıktan sonra içeri giriyordu. Maç için pek söylenecek bir söz bulamıyorum çünkü başı boş kulüpte oyuncularımız böylesi önemli ve zor maçı farklı ve rahat şekilde kazanıyorlardı. Söylenecek tek söz hepsine helal olsun. Şimdi sırada 27-29 nisan arasında oynanacak Final Four karşılaşmaları var. Bize de takımın ve armanın peşinden gitmek kalıyor. Umarım biran önce hangi şehirde oynanacağı belli olur ve bizde hazırlıklarımıza başlarız. Tebrikler 12 Kara Kartal'ımıza..


Pek ümidimiz yoktu fakat gene de kalplerimiz galibiyet için kıpır kıpır atıyordu. Basketbolda alınan rahat galibiyet sonrası gene sıkışık trafik yüzünden sıkıntılı bir şekilde stadyuma ulaşıyorduk. Zaten kapalı tribünde yerimi aldığımda takımlar sahaya çıkmış son hazırlıklar yapılıyordu. Seromoninin ardından muhteşem bir üçlü ile maça başlayan Beşiktaş'ımız ağırlığını sahaya koymaya çalışırken tribünlerde istenen ve özlenen desteği ortaya koyuyordu. Madrid deplasmanında tribün olarak pek varlık gösteremesekte İstanbul'da 30 küsur bin coşkulu taraftarımızla A.Madrid'li oyunculara ve hakeme karşı baskı oluşturduğumuzu sansakta malesef değişen birşey olmadığını görecektik. Bu sefer gol bile atamadan gene 3 gol yemiştik. Zaten 3-1'lik dezavantajla İstanbul'a gelip birde ilk yarının ortalarında 0-1 geriye düşünce tur gitti düşüncesiyle maçta bitmiş oluyor. Eğer İstanbul'da kendi evimizde Avrupa veya lig maçlarında hakemler oyuncularımıza bu kadar kolay kart çıkarıp, faul çalıyorlarsa demek ki yapılan baskı da kuru gürültüden başka birşey değildir diyesim geliyor. Bu sene geçen seneye göre Avrupa kupalarında bir tur daha fazla maç yapmış oluyorduk bu yönden bakarsak başarılıyız fakat biz Beşiktaş'lıları endişeye düşüren ve korkutan ise Braga gibi önemli bir maçtan yarım saat önce kulübü borç batağına batırıp istifa edip giden başkandan sonra geleceğin neler getireceğinin belirsizliği oluyor.

13 Mart 2012 Salı

Atletico Madrid Beşiktaş Maç Yazısı


UEFA kupası 3. tur ilk maçında rakibimiz SS.Lazio'yu eleyen Atletico Madrid olunca bizimde payımıza Madrid yolculuğu için hazırlanmaya başlamak düşüyordu. Vizeler, uçak bileti, otel rezervasyonları tamamlandıktan sonra kulüpten satışa çıkan 30 eur'luk maç biletini de aldıktan sonra artık geriye sadece beklemek kalıyordu fakat beklenen hergün heyecanda daha da artıyor.

Maç sabahı uçağa binip Münih aktarmalı Madrid uçuşumuz uykulu gözler fakat gayet keyifli ve bol makaralı şekilde gerçekleşti. Madrid havaalanına iner inmez metro biletlerimizi alıp topluca otelimize doğru yola çıktık. Zaten otelimiz meydana çok yakın olduğu için fazla süre kaybetmeden kendimizi meydanda buluyorduk. Öğlen yemeğimizi sıcak ve güneşli bir havada yaparken açıkcası yağmurlu ve soğuk İstanbul aklıma bile gelmiyordu. Saatler ilerledikçe meydandaki siyah beyazların sayısı da artmaya başladı. Pankartları asacak pek yer yoktu ama bizden kaçmaz tabi, tam ortada duran heykelin demirlerini affetmedik. Biz görevimizi yapmıştık, insanlar da keyifle fotoğraflar çektiriyordu. Maç havasına giriyoruz derken Madrid çevik kuvvet de eksik kalmadı ve pankartları söktürerek onlarda adeta görevlerini yerine getiriyordu. Toplu şekilde stadyuma yürürken kah kaldırımların kenarlarına toplanıp, kah balkonlara çıkıp bizleri izleyen İspanyolları görmenizi isterdim.

Atlı polisler ve çevik kuvvet eşliğinde stadyuma kadar bazı dakikalar sıkıntılı geçsede yürüyerek 40-45 dakika da geldik. İçeri girer girmezde pankartlar asıldı. Sonrası malum takım bizler ne olduğunu anlamadan 3-0 geriye düşünce tribünlerde sus pus oluyordu. Olabileceğini düşündüğümüz fakat istemediğimiz bir skorla devre bittiğinde yüzler asık, moraller bozulmuştu. İkinci yarıya Beşiktaş'ımız daha istekli başlayıp golü bulduktan sonra ise elimizden geldiğince bağırmaya çalışıyorduk fakat yorgunluk ve tribünde dağınık durulmasından dolayı pek başarılı olduğumuzu söyleyemiceğim.Bize ayrılan 2.500 kişilik tribünün zaten alt katı açılmamıştı, üst katta da herakde 1.000-1.500 arası taraftarımız vardı. 2. golü atamadığımız için umarım İstanbul'da üzülmeyiz ve turu geçen taraf biz oluruz.

Maçtan sonra Madrid gece hayatına bakmadan edemedik tabi önce karınlar doyurulduktan sonra. Yemekleri güzelde olsa Türk yemeklerine değişemem, gece hayatı deseniz hareketli fakat umduğumuzu bulamadık. Gündüzleri çok sıcak akşamları ise bir okadar soğuktu. Sokaklar cıvıl cıvıl turist kaynıyor. İspanyollar İngilizceyi pek bilmiyor bu bakımdan zorlandığımız zamanlar çok oldu. Ertesi gün ise Santiago Bernabéu Stadyumu'na turistlik ziyaret yaptığımız için pişman değilim, kimse de pişman olamaz. O kadar güzel bir şekilde organize ve düzenleme yapılmış ki Real Madrid kulübünün gerçekten de çok büyük olduğunu anlıyorsunuz. Keza giden arkadaşların söylediğine göre Barcelona kulübü ve müzesi de bir o kadar hayranlık vericiymiş. Umarız Beşiktaş'ımız tur geçer ve bizler de Avrupa'da da armanın peşinden koşmaya devam ederiz. Unutmadan Madrid sokakları sanırım hala bizleri konuşuyordur.
08.03.2012 Atletico Madrid : 3 - BEŞİKTAŞ J.K. : 1
Maçın Fotoğrafları : http://academybjk.com/fiks/arsiv1112/f10.html
Maçın Videoları : http://academybjk.com/fiks/arsiv1112/f1110.html

6 Mart 2012 Salı

Yazı mı - Tura mı ?



Avrupa kupalarında yoluna devam eden tek Türk takımı Beşiktaş'ımız, yarın UEFA Avrupa Ligi 3. turunda ilk maçını İspanya'da Atletico Madrid takımı ile oynayacak. Bu eşleşmede enteresan bir rastlantı dikkatlerden kaçmıyor. İki kulüpte 1903 yılında kurulmuş olmasının yanında, "Frente Atletico" ismindeki ana taraftar grupları da bizim "Çarşı" gibi 1982 yılında kurulmuş. Atletico Madrid kulübünün ve futbol takımının geçmişine bakınca, elde ettiği başarılar ile İspanya'nın 3. büyük camiası olduğunu görüyoruz. Renkler ve maskotlar dışında birbirine çok benzeyen iki köklü kulübün karşılaşmasından mutlu ayrılacak takımın Beşiktaş'ımız olmasını isterken, Madrid ekibinin son haftalarda yükselen grafiğinden de korkmuyor değilim.


Atletico Madrid, maçlarını 55.000 kişilik Vicente Calderon Stadyumu'nda oynuyor. UEFA Avrupa Ligi, Avrupa Kupa Galipleri Kupası, UEFA Süper Kupa, Avrupa-Güney Amerika Kupası ve UEFA Intertoto Kupası'nı birer kez kazanırken, 9 kez İspanya'da lig şampiyonluğuna, yine 9 kez de İspanya Kral Kupası'na ulaştı.


Daha önce 6 kere Türk takımlarıyla eşleşen İspanyol ekibi malesef 5'inde bizim takımlarımızı eleyerek üst tura çıkmayı başardı.
1967-68 A.Madrid-Göztepe UEFA 2-0, 0-3 Elendi

1973-74 A.Madrid-G.Saray ŞKK 0-0, 1-0 Eledi

1992-93 A.Madrid-Trabzon KGK 2-0, 0-0 Eledi

1999-00 A.Madrid-A.Gücü UEFA 3-0, 0-1 Eledi

2007-08 A.Madrid-K.Erciyes UEFA 4-0, 5-0 Eledi

2009-10 A.Madrid-G.Saray UEFA 1-1, 2-1 Eledi

(Not: Sonuçlarda ilk takım Atletico Madrid olarak alınmıştır. ŞKK: Şampiyon Kulüpler Kupası, KGK: Kupa Galipleri Kupası)

5 Mart 2012 Pazartesi

Mart 2012 Beşiktaş'a Hoşgelmedi...



Kimilerinin aklı 4 gün sonra oynayacağımız Madrid'deki UEFA maçında (eğlence gece hayatı, parada pulda) iken Alman panzeri ise canla başla çalışıyor oynamaya.. Unutmadan malesef her daim aklı havada olan bile var bu takımda...


Tribünler karnaval alanı gibi, takım saha da dökülürken 20 bin kadın ise adeta çığlık çığlığa boğazı inletiyor. Tamam Trabzonspor iyi oynuyor olabilir ama kendi evinde farklı mağlubiyetten gene iyi oynayan fakat beceriksiz rakip forvetleri sayesinde kurtuluyorsak, dağınık bir takım oyunu oynuyorsak utanmalı o güzelim siyah beyaz formamızı giyenler. Hele ki böylesi bir tribün önünde hiç yakışmıyor. Perşembe akşamı kendilerini affettirmeliler yoksa Madrid'e dün akşamdan giden akıllarından şüphe ederiz.

Haftaya ise dün akşamki mağlubiyet üzüntüsüyle gözümüzü açarken gazetelerde ise biraz kafası çalışanlar için hiçte süpriz olmayacak bir haber ile başladık. Saf ve sapına kadar Beşiktaş'lı olan daha geçenlerde TFF Başkanlığı için istifa eden eski başkanımız mali kongrede kendi kendine yarattığı borçların hesabını vermek yerine sırf ibra edilebilmesi için "alacaklarımı şartlı hibe ediyorum" söyleminin esasında doğru olmadığını görüyoruz.



26 Şubat Pazar günü yapılan mali genel kuruldan üç gün önce 103 milyon TL’lik alacağına karşılık kulüpten senet aldığı ortaya çıktı. Kim saf kim akıllı yorum sizin...
Sabote etmeyelim Beşiktaş UEFA'ya gitsin. Bu zihniyetle UEFA'ya gitse neye yarar, UEFA'daki maça çıksa ne yapar ??