5 Mayıs 2010 Çarşamba

Kupa-Sızı


.
Mayıs ayına hiç bir kupa heyecanı olmadan girmek kötü bir şey. Bu güzel havalarda spor haberleri sadece yeni transferlerin heyecanı ile takip ediliyor. Kaldı ki ben imza atılana kadar onlarda da heyecanlanmamayı hatta sahada takıma ne katacağını görene kadar sevinmemeyi öğrendim bunca yıllık Beşiktaşlılığımda.
.
Geçen sene bugünlerde İzmir'in Kordon'unda formalarla dolanılıyordu, şimdiyse gelecek sezon Adidas'tan daha şık tasarımların çıkartılması için anketlerde tıklanıyor formalar. Biri tribünde, biri ekran başında izlenecek iki doksan dakika kaldı bizim için. Bugün gündüz saatlerinde oynanacak kupa finalini ise sadece birer sporsever olarak internetten takip edebileceğiz. Tabi ki bu benim gibi çalışanlar için geçerli. En son ben daha ilkokula başlamamış ve kısa pantolonla gezerken aldıkları kupayı anımsamadığım için bugün yine anılarımda yer etmesini istemiyorum o kupanın sarı-lacivertlilerin elinde yükselişini. Babamdan dolayı gönlümün köşesine sinen Trabzon'a gitsin istiyorum bu kupa. Oysa ki ne güzel olurdu daha gün geceye kavuşmadan yeri göğü inletseydik "Kupa bizim Fener al sana da baş! En büyük sensin Beşiktaş!" diye...

Hiç yorum yok: