20 Ekim 2013 Pazar

Paok-Aris Basketbol / Paok-Panathinaikos Futbol



Beşiktaş'ın deplasmanları sanki az geliyormuş gibi bu sefer de yolumuz suyun öbür tarafına düşüyor, Atatürk'ün şehri Selanik'te kurulmuş olan siyah beyaz renklere sahip Paok'a misafir oluyorduk. Esasında İzmir'in küçük kopyası Selanik şehrini, Atatürk evini gezip görmek zaten isteyen ben ve arkadaşlarım, Paok bahanesiyle hafta sonu Selanik'e gidiyorduk. Selanik güzel bir deniz şehri, en çok geniş büyük balkonlu ve tenteli evleri hoşuma gitti, şehrin her yerine malesef sprey boya ile yazılar yazılmış bu da estetiksel anlamda şehrin içine etmiş, metro çalışması yüzünden de şehrin arka bölgeleri de harabe gibiydi.



Selanik'te oteli bulup yerleştikten sonra Beşiktaş'ı seven Paok'lu dostları haberdar ettik.Onlarda otele gelip, bizi ilk iş olarak doğruca Toumba Stadyumu'na götürdüler. Cumartesi basketbolda Paok evinde Aris takımını, pazar günü de futbolda Panathinaikos takımını ağırlayacağı için hem maç biletlerini alıyorduk hemde maç öncesi stadyumu gezip Paok store'a göz atıyorduk. Ürün bazında bizimkilere paralel ürünler var. Bazı ürünler daha güzel bazıları ise daha kötü kalitedeydi. Belgrad'a gittiğimde Partizan'ın store'unu gezerken Paok atkısı gözüme çarpmıştı keza bu seferde Partizan atkılarını görüyordum. Sadece taraftarlar bazında değil, kulüpler arasında da bir yakınlık olduğu bu şekilde daha net anlaşılıyor. Ben her zamanki gibi deplasman kültürü olan stickarlarımı uygun yerlere yapıştırmayı ihmal etmiyorum.




Alışveriş ve ufak bir Selanik turu sonrasında otele gidip biraz dinlenme ve akşam ki basketbol derbisi için soluklanıp giyindikten sonra bu sefer de Sport Arena'nın yolunu tutuyorduk. Salon şehir merkezine biraz uzakta kapasite olarakta 8.500 kişilik orta ölçekteki bu salona girince deplasman havasını adeta içinizde hissediyorsunuz. Salonun mimari yapısı ile Paok'luların tezahüratları canlı gözle görülmesi gerekir, etkileyiciydi. Pota arkasında gündüz beraber olduğumuz 40-50 sene önce dedeleri Türkiye'den Selanik'e giden Yunan'lı arkadaşlar ile buluşuyorduk. Sahada takımlar ısınırken malesef hiç hesapta olmayan bir hadise yaşadık. 20-30 kişilik bir grup üzerimize saldırıyor ve keyfimizi kaçırıyordu. Bu olaydan sonra öğrendiğimize göre Yunanistan'da ekonomik kriz sonrası artan faşist hareketlerin bir yansımasıymış. Deplasman yasağı olmasına rağmen tribünler dolu ve gayet güzeldi, skoru merak edenlere yazalım maçı Paok 84-72 kazanıyordu.
( Deportivo tribünlerinde olduğu gibi  "Türk" aşağılanmasına karşı Türk'üz zamanında sizi yedik bitirdik deselerde gerçek anlamda Türkleri pek sevmiyorlar bu açık ve net)

Salondaki bir Paok taraftarı ilk saldırı anını kaçırsada, olayların devamını videoya çekip youtube'a eklemiş : http://www.youtube.com/watch?v=nppfFqE4HNs





Pazar günü sabahtan bu seferde çoğu Beşiktaş'lının tanıdığı Paok'lu abimizin evinde kahvaltıya misafir oluyorduk, olayı öğrenince çok şaşırıyor ve kızıyordu. İlerleyen saatlerde arkadaşları da bize katılıyor ev adeta taraftar derneğine dönüyordu. Öğleden sonra hep beraber stadyumun yolunu tuttuk, stadyuma yakın bir cafe de diğer Paok'lu arkadaşlarla buluşuyorduk. Basketbol maçında olan olaylardan haberdar olanlar üzüntülerini dile getiriyor, özür diliyorlardı. Kavala bölgesinden Türk asıllı Yunan vatandaşı arkadaşlarda cafeye geliyor hep beraber stadyuma doğru yola çıkıyorduk.


Stadyumda Gate 4 grubunun bulunduğu kale arkasında maraton tribününe yakın en üst bölüme bizi çıkardılar. Maçı bu bölgeden izledik Paok 2-0 ile bu maçı da kazanıyordu. 2 günde 2 galibiyet ile İstanbul'a dönerken bir gerçeğe tanıklık etmiş oluyordum. Zaten maça Kavala'dan gelen Türk asıllı arkadaşlarda aynı şeyleri söylüyorlardı. Paok'un tribüncü esas tayfası kendine Sırbıstan'ın Partizan takımını yakın görüyor ve doğru söylemek gerekirse Beşiktaş'ı Türkleri pek sevmiyorlar. Maçta da birçok kez sadece Partizan için bağırdılar, pankartlarını açtılar. Asırlardan beri süren din kardeşliği, Türk düşmanlığı yatsınamayacak en büyük etken. Bunun yanında sayıları azımsanmayacak antifaşist görüşlü Paok'lular ise Beşiktaş'a sempati ile bakıyorlar. Bakmaları da lazım çünkü zaten hemen hemen her maçta İnönü stadyumunda devamlı Paok pankartları açılırken bu duruma sempati ile bakmayana duygusuz gaddar denir.. Örneğin Türkiye'de yabancı forma ile herhangi bir tribününe giren turiste de hiçbir tribün tayfası kolay kolay saldırmaz aksine hoşuna gider herkesin!

Değişik bir haftasonu yaşamıştık, Atatürk'ün evi malesef restorasyon yüzünden kapalıydı. Hava şartları ise İstanbul'a paralellik gösteriyor klasik mart ayının ortalarını yaşıyordu hem soğuk ve hemde kaldığımız günlerin genelinde yağmurluydu bunların dışında halk olarak insanlar Türk olduğumuzu öğrenince hemen İstanbul diyerek sempatilerini dile getiriyorlardı. Havalar güzelken bir kez daha gitmek lazım bu şirin şehre...

Hiç yorum yok: