Kazanmak güzel şey. Her şeyi unutturuyor. Hele bir de önemli bir Avrupa Kupası mücadelesiyse kazanılan, çalsın sazlar oynasın kızlar. Yine de bu 'mutlu son' değil. Yıllardır aşılamayan bir hendek. Atla deve değildi bu iş ama bir türlü gruplardan çıkamıyorduk. Nihayet çıktık alnımızın akıyla. Bugünlerde herkes çıkışta zaten maşallah. Karanlıktan aydınlığa doğru çıkılan yolun da başı olsun bu galibiyet.
Sene başından beri 'o oynasaydı, bu oynamasaydı' diye eleştirildi durdu Carlos Hoca. Kah memleket ayırımcısı oldu, kah keyif kahyası Guti düşmanı. Şu kısacık dönemde iyi hoca mı kötü hoca mı benim futbol aklım kesmez ama çalışkan ve işini seven bir adam olduğu kesin. Gollerdeki sevinci, maç sonu sakinliği, mütevaziliği ve kurulu takımın başında yaptıkları takdiri hak ediyor. Fernandes müthiş işler çıkardı maçta. Onun ara pası sonrası kazanılan penaltıyı gole çevirişi, duran toplardaki adrese teslim ortalarından biriyle gelen ikinci gol ve mücadele gücü dün akşamki maçı zordan kolaya çevirdi. Ben bir de Mustafa Pektemek'i ayrı bir yere koyarım. Sadece bu maç için değil. On sene önceki Ahmet Dursun'u görüyorum onda. Dilerim yanıltmaz ve uzun yıllar Beşiktaş için ter döker, şampiyonluklar yaşatır.
Şimdi geldik iğneli kısıma. Oyunda 1-0 geride olduğumuz dönemde öyle bir hata yapıldı ve rakip golle burun buruna kaldı ki o pozisyon sonrası fark ikiye çıksa işler iyice çıkmaza girebilirdi. Gruptaki diğer maçtan çıkan sürpriz sonucu bir kenara bırakırsak, kaybetmemiz gereken bir maçta bu tip kritik bir hata oyunun kırılma anı oldu diyebiliriz. Beşiktaş bu işte, kazandığı maçta bile önce adamı kalpten götürüyor sonra diriltiyor adeta.
Şimdi bu galibiyetle daha anlamlanan kura çekimlerini bekliyoruz. Seri başı olmanın avantajıyla nispeten daha az güçlü bir rakiple eşleşip bir üst turu kovalayacağız. CL'den gelenlerle birlikte zaten güçsüz takımın kalmadığı UEFA Arupa Ligi bu sene CL'den aşşağı kalır değil. Gidebildiğimiz kadar gidelim. Kupaya değersek bulutlara da değeriz...
Beşiktaş: 3
Stoke City: 1
(Fernandes 58' * Pen., Mustafa Pektemek 74', Edu 83)
Sene başından beri 'o oynasaydı, bu oynamasaydı' diye eleştirildi durdu Carlos Hoca. Kah memleket ayırımcısı oldu, kah keyif kahyası Guti düşmanı. Şu kısacık dönemde iyi hoca mı kötü hoca mı benim futbol aklım kesmez ama çalışkan ve işini seven bir adam olduğu kesin. Gollerdeki sevinci, maç sonu sakinliği, mütevaziliği ve kurulu takımın başında yaptıkları takdiri hak ediyor. Fernandes müthiş işler çıkardı maçta. Onun ara pası sonrası kazanılan penaltıyı gole çevirişi, duran toplardaki adrese teslim ortalarından biriyle gelen ikinci gol ve mücadele gücü dün akşamki maçı zordan kolaya çevirdi. Ben bir de Mustafa Pektemek'i ayrı bir yere koyarım. Sadece bu maç için değil. On sene önceki Ahmet Dursun'u görüyorum onda. Dilerim yanıltmaz ve uzun yıllar Beşiktaş için ter döker, şampiyonluklar yaşatır.
Şimdi geldik iğneli kısıma. Oyunda 1-0 geride olduğumuz dönemde öyle bir hata yapıldı ve rakip golle burun buruna kaldı ki o pozisyon sonrası fark ikiye çıksa işler iyice çıkmaza girebilirdi. Gruptaki diğer maçtan çıkan sürpriz sonucu bir kenara bırakırsak, kaybetmemiz gereken bir maçta bu tip kritik bir hata oyunun kırılma anı oldu diyebiliriz. Beşiktaş bu işte, kazandığı maçta bile önce adamı kalpten götürüyor sonra diriltiyor adeta.
Şimdi bu galibiyetle daha anlamlanan kura çekimlerini bekliyoruz. Seri başı olmanın avantajıyla nispeten daha az güçlü bir rakiple eşleşip bir üst turu kovalayacağız. CL'den gelenlerle birlikte zaten güçsüz takımın kalmadığı UEFA Arupa Ligi bu sene CL'den aşşağı kalır değil. Gidebildiğimiz kadar gidelim. Kupaya değersek bulutlara da değeriz...
Beşiktaş: 3
Stoke City: 1
(Fernandes 58' * Pen., Mustafa Pektemek 74', Edu 83)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder