16 Aralık 2010 Perşembe

Ultras Kültürü


.
Tribün kültürü, pankart şekli özet ile organize olup bütünlük ve görsellik sunabilmek. Kısacası ultras kültürü bizim tribünlerimizde pek göremediğimiz, adını bildiğimiz fakat ne anlama geldiğinin farkında olmadığımız bir olgu. Çoğu zaman üşeniriz işimize gelmez emek vermek, genelde makaracı ve bencilizdir. İki dakika bayrak sallamak, dağıtılan konfetileri beş dakika elde tutup beklemek zor gelir. Bayrak sallayan çıksa 'göremiyorum' diye müdahale edilir.
.
Daha önce Marsilya tribünlerini hayretler içinde izlemiştim. Bizim eski açık tribünü 90 dakika boyunca iki katlı gibiydi. Her yere götürdükleri "Ultras" pankartlarını maç boyunca ellerinde tuttular. Beş dakika bozulmadı bile o kadar muntazam, bir o kadar disiplinli şekilde durdular ki... Asacak yer yok muydu? Ön teller dolu da olsa illaki biyer bulunurdu ama deplasman tribününde yapmak istedikleri kendi stadyumlarındaki dizilişde durmak idi. Kendi evlerinde "Mtp" ve "South Winners" grupları yukarı tarafta, "Ultras" grubu ise alt tarafta maç izliyorlar. Bu sefer sadece yerleri değiştirmişlerdi fakat grupların diziliş düzeni birbirlerine karışmamıştı.


.
Dün akşam Rapid Wien taraftarları iddiaları olmamasına rağmen bizim eski açıkta yaklaşık 500 kişi olarak yerlerini almışlardı. Ön tellere pankart asmak yasak olmamasına rağmen asmadılar. Hatta tribünü yukarı tarafta oluşturdular ve pankartlarını 90 dakika boyunca ellerinde en önde tuttular. Bunun amacı belliydi tabi, biraz tribünden anlayanlar için ama anlamayanlar saydırmış bile olabilir 'salaklara bak' diye.

Bilhassa deplasmanda tribünde ses boğulmaması için aşağıda değil yukarıda durulmalıdır ama Rapidlilerin düşüncesi sadece bu değildi. 2 amigosu tellere tırmanmak yerine önde rahat rahat durdu. Aşağıda demirlerin oraya mevzilenmiş fotoğrafçıları vardı. Tribünü yukarıda kurarak hem kendi fotoğraf ve videolarını rahat rahat çekebildiler hemde sayıları kendilerine ayrılan yeri dolduramayacağı tribünde dağınık durmak yerine toplu durdular.

Aynı renkte bereler, maç boyunca elde sallanan irili ufaklı bayraklar, soğuk ve yağmura rağmen iki dakika bile bozulmadan elde tutulan pankartlar, gereksiz ses çıkarmak yerine zamanında kullanılan davul ve kuru gürültü yerine etki edecek şekilde 90 dakika bağırmaları. Unutmadan meşale de yaktılar. Bu da bizim Çarşı Berlin'in Viyanada yaptığı meşale şovuna misillemeydi.



Bu fotoğrafta Belgradlılara ait, şu anda fotoğrafını bulamadığım 2006-2007 sezonunda Milanlıların da Old Trafford Stadyumu'nda, kendilerine ayrılan 2. katta pankart yasağı yüzünden, "Brigate","Commandos Tigre" pankartlarını 90 dakika elde tutmaları da pankart kültürüne verilen önemi gösteriyor. Keza Avrupa'da pek yaygın olan pankart araklamalar sonra tribünde ters açmalar gibi hadiseleri de artık başka zaman blogumuzda irdeleriz.

Hiç yorum yok: