.
37 günlük hasret sonrası, İnönü stadyumumuz da aşkımızla kucaklaşmanın vermiş olduğu heyecana, devre arası transferde gelen 3 yeni yıldız bombası da eklenince cuma akşamı da olsa tribünler doluyor yaklaşık 30.000 kişi oluyorduk. Belki de daha fazla.
.
Nasıl olsa herkes kadro, oyuncu performansı veya teknik taktik analizleri hakkında yazıyor, ben ise tribün hakkında birşeyler yazmak istedim. "Gücüne güç katmaya geldik" tezahüratı ile sahaya çıkan yeni gri formalı takımımız yıldızlar gibi parlıyordu. (Aman maşallah) Herşey güzel başlamış ve 20 dakika da gelen 2 gol ve daha önemlisi kendinden emin güzel oyun oynayan sahadaki oyuncularımıza destekden çok teşekkür için malesef tribünler çıldırması gerekirken şaşkınlık yaşarcasına susuyordu. Alışmışız tabi yıllardır ıkınarak maç kazanmaya, tırmalayarak puan almaya hatta stresden kavga eder gibi asabi tribün yapmaya, arabesk tezahüratlara... Malesef kapalı tribün kitlendi istisnalar dışında maçın büyük bölümünde eğlenceli tezahüratlar yapılamadı. Bunu da yeni açık tribünün 3-4 kez kontrolü ele alabilmesinden de anlayabiliriz. Hele dakika 70 civarı genelde maç sonu yaptığımız tezahüratları girmeye başlamamız !
37 günlük hasret sonrası, İnönü stadyumumuz da aşkımızla kucaklaşmanın vermiş olduğu heyecana, devre arası transferde gelen 3 yeni yıldız bombası da eklenince cuma akşamı da olsa tribünler doluyor yaklaşık 30.000 kişi oluyorduk. Belki de daha fazla.
.
Nasıl olsa herkes kadro, oyuncu performansı veya teknik taktik analizleri hakkında yazıyor, ben ise tribün hakkında birşeyler yazmak istedim. "Gücüne güç katmaya geldik" tezahüratı ile sahaya çıkan yeni gri formalı takımımız yıldızlar gibi parlıyordu. (Aman maşallah) Herşey güzel başlamış ve 20 dakika da gelen 2 gol ve daha önemlisi kendinden emin güzel oyun oynayan sahadaki oyuncularımıza destekden çok teşekkür için malesef tribünler çıldırması gerekirken şaşkınlık yaşarcasına susuyordu. Alışmışız tabi yıllardır ıkınarak maç kazanmaya, tırmalayarak puan almaya hatta stresden kavga eder gibi asabi tribün yapmaya, arabesk tezahüratlara... Malesef kapalı tribün kitlendi istisnalar dışında maçın büyük bölümünde eğlenceli tezahüratlar yapılamadı. Bunu da yeni açık tribünün 3-4 kez kontrolü ele alabilmesinden de anlayabiliriz. Hele dakika 70 civarı genelde maç sonu yaptığımız tezahüratları girmeye başlamamız !
.
Kapalının ortasındayken çevreme bakınca hem seviniyor hem de üzülüyordum. Gözler sahaya odaklanmış, yüzler gülüyor, gözler parlıyor. Nasıl parlamasın uzun yıllardır görmediğimiz oyun ve skor var. Herkes nefesini tutmuş kaliteli oyunu izliyor. Barcelona'lı, M.united'lı seyircilerin neler hissettiklerini daha iyi anlıyorduk sevincim buydu fakat üzüntüm ise ya bizler de onlar gibi tiyatro izleyicisine dönersek(?) İşte bu yüzden eğlenceli akıcı melodili sözlü tezahüratlara girmeliyiz. Takımımız kabuk değiştirirken bizim de destek anlayışımız değişmeli. Ufak bir not da Bucaspor için; kısa zaman da süper lige yükseldiler, İzmir kapısını açtılar. Ayaklarına sağlık geldiler üzgünde dönseler umarım düşmezler. Seneye görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder