6 Şubat 2011 Pazar

İki Seksen


.
Bir vurdu pir vurdu dün Almeida. Ben kapalı alt tribünden, o pozisyona yakın olan yan hakemin arkası oluyor, net bir şekilde gördüm topun çizgiyi geçtiğini. Hatta saha kenarındaki güvenlikçi bile gole sevinip ellerini havaya kaldırdı ama nafile. Emenike'nin pozisyonunda penaltı veremeyen hakemin, açısı sebebiyle belki de göremeyeceği bu pozisyonda sakat sakat görevine devam eden yardımcı hakemi de sınıfta kalarak bizi golden etti.
.
Bunlar konuşulur durur, hakemler yerden yere vurulur vesaire. Ben düne dair o yöde daha fazla bir şey yazmadan madalyonun diğer yüzüne dikkat çekmek istiyorum. O gol verilseydi Almeida bizi ipten alan adam olacaktı. Forvet oyuncuların şansı da bu. Tüm maç fotoğraftaki şekilde iki seksen yatıp uzansa da tek şutla hem puanları kurtaracak hem de milyonları sevince boğacaktı. Olmadı, dün bizi tribünde daraltıp boğduğuyla kaldı. Hayalet gibi dolaştı durdu doksan dakika boyunca. Sınırlı yeteneklere sahip olan Nobre didinip dururken Almeida gelişen her atağı ofsaytten izledi. Hele bir pozisyonda golü kaçırıp aut çizgisinin dışında yere düşüşü sonrası devam eden ataklara kayıtsız kalması akıl alacak gibi değildi. Bu kadar formsuz bir maç çıkartırken Bobo'nun yedek kulübesine çakılı kalması da tribündeki Schuster'in insiyatifindeydi.
.
Gördük ki Guti olmayınca Q7 çetesi şefsiz bir orkestra gibi ayrı telden çalıyor. Beşiktaş pozisyon üretmekte zorlanıyor ve biraz dişli bir rakip çıkınca karşısına bocalamaya başlıyor. İşin enteresanı ikinci yarı başladığından beri bir ileri bir geri gitmemiz. Bu seri böyle devam ederse Ankara'da seyircisiz oynanacak maçta farka koşar, Fener maçında İnönü'de yine saç baş yolarız. On yedide on yedi sadece bir fantaziydi. Bence en ulaşılası on beş galibiyet bile fantastik bir sonuç olabilirdi ama daha şimdiden üçün birini alınca hesabı kitabı bir kenara bıraktık.

Hiç yorum yok: