18 Şubat 2011 Cuma

Üç Korner Bir Penaltı


.
İlk yarı tek pozisyonu kornerden verirken ikinci yarı tamamen rakibe teslim oldu Beşiktaş. Şuursuzca sahada dakikaları, yediği gollerle de bir hafta sonraki rövanşa dair umutları tüketti. Tribünler suçlu aramaya sahadaki oyunculardan başladı. Seçmece ıslıklamalar sonrası bir ara yeni açık tribünden yükselen 'Deli İbrahim Ooo" sesleri tribünün de şuursuzlaşdığının göstergesiydi. Guti sahada, Quaresma da. Almeida varken 'Bobo niye yok?' diyorduk, bu sefer tam tersi oldu. Elle tutulur bir tarafı kalmamış bir takım. Kalede her zamanki sıkıntılar, defans evlere şenlik... Ya Schuster'e ne demeli? Ülke futbolunu küçümseyerek 60'lı yıllardaki oyuna benzetirken Avrupa takımına karşı boyumuzun ölçüsü de aynı; iki seksen. Futbol demek ki gerçekten Cruyff'un dediği gibi basit bir oyun ve zor olan basit futbolu oynamak. Baksanıza adamlara neredeyse mahalle futbolundaki gibi üç korner, bir penaltı ile bitirdi işi. Biz de hala rakibe direk vurup bilerek kırmızı kart gören oyuncumuzu bağrımıza basalım.
.
Üç gün sonraki Fener maçı sadece 'Nasıl koyduk?' maçıdır. Nasıl koyarız? Orasını kimse bilmiyor...

Hiç yorum yok: