80'li yılların sonlarına doğru görmeye başlamıştık bu tür çalışmaları avrupa tribünlerinde. Milan,Barca,Madrid tribünleri, koroegrafi akımının öncüleri oldular. Sonrası çorap söküğü gibi geldi, hele 90'lı yıllarda avrupada elini sokmayan tribün kalmadı denebilir. Hiç unutmuyorum perşembe akşamları Trt 2 de yayınlanan avrupadan futbol programının sıkı takipçisiydim. Ne de olsa 90'lı yıllarda avrupa tribünlerini, maçlarını şimdiki gibi bırakın canlı izlemeyi, internet denen melet olmadığı için istediğimiz takıma istediğimiz zaman zoom yapamıyorduk. Anca özet görüntüler öncesi gösterirse hayranlıkla bakardık.
Zamanla tv kanallarının maçları vermesi ve internetin yaygınlaşması ile birlikte bilhassa Fossa Del Leoni 'nin resmi sitesinin keşfedimesiyle görmeyen bilmeyen kalmadı. Hadi yapalım girişimleri ilk başlarda bastırıldı. Bazı bilmişler bahaneleri sıralıyorlardı. Efendim yabancıların ekonomik gelirleri fazla, herkes koltuğunda oturuyor,onlar medeni bizimkiler anlamaz gibi zartlar zurtlar frenliyor, heveslerini kursağında bırakıyordu girişimcilerin.. Bu tür laflara rağmen bazı emekçiler,hayal gücü zengin olan arkadaşlar inatla uğraştılar,denediler ve yaptılar. İlk başlarda zorlandılar tabikii ama pes etmeden her geçen gün daha güzelini yapmaya gayret ettiler.
Eskişehir tribünleri 80'li yıllarda Türkiye de bu şovun öncüsü oldu ama çoğu kimse farkında bile değildi yapıldığı seneler bu güzelliklerin. Son 5 sene içinde sırasıyla diğer tribünlerde başladılar. Çoğu tribün için artık alışkanlık oluşturdu ve kültür oturdu. Kartonu gören adam altına minder, kafasına şapka yapılmayacağını biliyor. Hatta önemli maçlara giderlerken acaba bu sefer hangi güzelliğin parçası olacağız diye kafada yoruyorlar. Gelenek halini bile aldı denebilir.
Çekirdek gruplar hazırlıklarına haftalar öncesinden başlıyorlar. Bizlerde keyif ile izliyoruz. Ellerinden geldiğince birşeyler yapmaya çalışan, tribünlerimizin görselliğine katkıda bulunan, emeği geçen herkesin eline sağlık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder