9 Ocak 2012 Pazartesi

Ankaragücü Deplasmanı


Maçtan önce bilet bulma telaşı, stresi yaşamak ayrı bir dert, maç sabahı soğuk ve kara dönen kötü hava da İstanbuldan Ankara'ya deplasman yapmak ise apayrı bir sıkıntı. Olsun vefakar, cefakar taraftar Beşiktaş'a hem cebinden, hemde haftada tek gün olan tatilinden karşılıksız veredursun. O kadar yorgunluğa birde tıngır mıngır kelle koltukta dönüşü var. Sokakta, barda kendini eğlendirmek adına boş boş bağıranların aksine deplasman yapanların ayaklarına sağlık !

Hastalığı nedeniyle son yapılan idmana katılamayan Egemen, Ankaragücü karşısına 4 serum yiyerek çıkmış. Çekilen sıkıntılara, verilen emeklere, aldığı paraya karşılık vermeye çalışan yeni transfer. Bravo fakat abartmayalım kahraman değil olması gereken...Profesyonel !



Maçın 85. dakikası oynanırken yıllar önce Leeds deplasmanında yaşananlar kadar ağır olmasada, gördüğümüzde bizleri üzecek olan yedek kulübesinden bir kare. İki oyuncumuzun keyfi yerinde, kimbilir nedeni nedir neşe dolu bu gülücüklerin? Başkent'te sahada varlık gösteremeyen, adeta maç seçen topçularımıza ise sanırım hatırlatmak lazım bazı gerçekleri.

Şerefinizle Oynayın Hakkınızla Kazanın...


Ülkenin köklü kulüplerinden başkent temsilcisi kümede kalma savaşının ötesinde yokları oynarken, gencecik topçuları adeta savaşıyor. Bizimkiler ise hayal kırıklığı yaşatıyor. Tok açın halinden anlamaz misali , bir taraf doymuş bir taraf ise aç.. Takım olarak somut bir doymuşluk yoksa o zaman topçularımızın doymuşluğunu sorgulamak gerekiyor.

Ayrıyeten maçın sonunda "sevinçten mi?, yoksa şekil için mi ?" bilinmez ama sahada koşturan gençleri görünce bizimkilere biraz daha kızıyordum. Yeşil çimlerin üstünde koşmak, o formaları giymek isteyen bir ton adam var. Kıymetini bilmek lazım !

Hiç yorum yok: